Sağlık ve Sosyal hizmet İşçisi Kamu İşçisi Hakkını Alacak!
Sağlık ve sosyal hizmet işçileri olarak Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) dayatmasına, düşük ücret tekliflerine ve hak gasplarına karşı örgütlü gücümüzle ayağa kalktık. 1 Temmuz’da İstanbul’dan başlattığımız yürüyüşümüzü, 3 Temmuz’da Ankara’da yaptığımız kitlesel basın açıklamalarıyla tamamladık. Her durakta emeğimizin sesi olduk, taleplerimizi haykırdık.
Bu yürüyüş, sadece fiziki bir mesafe değil; aynı zamanda emeğimizin, taleplerimizin ve adalet çağrımızın başkent Ankara’ya taşınmasıydı. Çünkü hükümetin biz işçilere sunduğu sözde toplu sözleşme teklifleri, yoksulluğu kalıcılaştırmaktan başka bir anlam taşımıyordu.
İlk teklif %16 + %8, ikinci teklif ise %17 + %10 oranında açıklandı. Bu oranlar ne resmi enflasyonu karşılıyor ne de insanca bir yaşamı mümkün kılıyor. Bu yüzden Genel Başkanımız Arzu Çerkezoğlu’nun sözleri yürüyüşümüzün ruhunu en net biçimde yansıtıyordu:
“Bu teklifle müzakere edilmez, mücadele edilir!”
1 Temmuz – İstanbul’dan Başlangıç
Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde yapılan kitlesel basın açıklamasıyla yürüyüşe start verildi.
Emeğin sesini İstanbul’dan Ankara’ya taşıyacak kortej, büyük bir kararlılıkla yola çıktı.


İzmit – İnsan Hakları Parkı
Yürüyüşün ilk gününde Kocaeli – İzmit İnsan Hakları Parkı’na ulaşıldı. Burada yapılan kitlesel açıklamayla talepler yeniden haykırıldı.

2 Temmuz – Bursa, Bilecik, Eskişehir
Sabah saatlerinde Uludağ Üniversitesi Hastanesi (Bursa) önünde açıklama yapıldı.
Devamında Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Bozüyük Devlet Hastanesi,
akşam saatlerinde ise Eskişehir Varlığımız Sağlığımız Anıtı önünde basın açıklamaları gerçekleştirildi.
3 Temmuz – Ankara Final
Eskişehir’den yola çıkan kortej, sabah saatlerinde Ankara’ya ulaştı.
Söğütözü Armada AVM önünden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yürüyüş gerçekleştirildi.
Saat 11.00’de Bakanlık önünde, ardından saat 12.00’de TÜİK önünde yapılan açıklamalarla yürüyüş tamamlandı.

Yürüyüşümüz boyunca geçtiğimiz her ilde, her durakta ve her sağlık kurumu önünde tek bir sesi büyüttük:
– Gerçek bir toplu sözleşme,
– İnsanca yaşamaya yetecek ücret,
– KÇP dayatmasının kaldırılması,
– Güvenceli, adil ve eşit çalışma koşulları!
Bu yürüyüşü gerçekleştiren bizler, yalnızca Ankara’ya değil, haklarımıza ve geleceğimize yürüdük. Bu sadece bir yürüyüş değil, bir uyarıydı:
“Emeğimizi yok sayanlarla müzakere etmeyiz, mücadele ederiz!”
Şimdi, birlikte yürüdüğümüz bu yolu birlikte büyütme zamanı. Çünkü bu mücadele hepimizin; bu kazanım örgütlü olanların olacak.
ÇAĞRIMIZDIR!
Bu yürüyüş gösterdi ki birlikte olursak, dayanışmayla hareket edersek sesimiz daha gür çıkar, taleplerimiz daha güçlü duyulur.
Eğer sen de:
– Hakkını almak istiyorsan,
– Emeğinin karşılığını istiyorsan,
– Söz, yetki ve karar hakkını talep ediyorsan,
Tüm sağlık ve sosyal hizmet işçilerini sendikamız DİSK/Dev Sağlık-İş çatısı altında örgütlenmeye, birlikte mücadeleye davet ediyoruz.
İnadına Sendika, İnadına DİSK!


















TALEPLERİNİZ VE ÜYELİK İŞLEMLERİ İÇİN BİZE YAZIN…